YASİN AKTAY, “MİLLETE DAYANAN HÜSRANA UĞRAMAZ”
Selçuklu Belediyesi ve Türkiye İmam Hatipliler Vakfı (TİMAV) işbirliği ile düzenlenen İLHAM Seminerleri kapsamında AK Parti Genel Başkan Yardımcısı Yasin Aktay, "Türkiye'de Siyasal Kültür, Darbeler ve Sosyolojik Dinamikler" konulu konferans gerçekleştirdi.
Türkiye'nin siyasi geleneğinde kayıt dışı iktidarların seçilmiş iktidarlar üzerinde bugüne kadar hep bir baskı unsuru olduğunu ancak artık bunun sona erdiğini ifade eden AK Parti Genel Başkan Yardımcısı Yasin Aktay, AK Parti iktidarlarının Türkiye'de yaşattığı siyasi mucizenin temelinde de hep millete dayanması yatmaktadır. Millete giden yanılmaz, millete dayanan hüsrana uğramaz." şeklinde konuştu.
Selçuklu Belediyesi ve Türkiye İmam Hatipliler Vakfı (TİMAV) işbirliği ile düzenlenen İLHAM, altıncı yıl ikinci dönem seminerlerine start verdi. Açılış seminerine katılan AK Parti Genel Başkan Yardımcısı Yasin Aktay, "Türkiye'de Siyasal Kültür, Darbeler Ve Sosyolojik Dinamikle" konulu konferansı ile geçmişten günümüze Türk Siyasi hayatını anlattı.
İLHAM Seminerlerinin, TİMAV'ın en önemli projelerinden biri olduğunu belirten TİMAV Genel Başkanı Abdullah Ecevit Öksüz, "TİMAV olarak özelde İmam Hatipler, genelde ise gençlik, din eğitimi ve sosyal politikalar bağlamında bilgi, düşünce ve strateji üretmeyi kendimize vazife bildik. Bu kapsamda da İLHAM ile beraber pek çok sempozyum, çalıştay, alan araştırmaları gibi faaliyetlerimiz yapıldı ve devam ediyor. İnşallah bu faaliyetlerimizin bir tanesini de 17-21 Mayıs tarihleri arasında Endülüs'te gerçekleştireceğiz. Endülüs'te medeniyetlerle birlikte yaşama konusunu uluslararası bir sempozyumla ele alacağız. Türkiye normalleşirken, Türkiye'de yeni bir nesil gelişirken, Türkiye ihyadan, inşadan ve imardan yana istikrar kazanırken, tarihinde istikrar ile ve siyasi-ekonomik gücü ile anılan ülkeler ve bölgeler bir bir marjinalleşiyor. İstikrarsızlaşarak bir Orta Çağ karanlığına doğru gidiyor. Dolayısıyla bizim böyle bir dünyada sorumluklarını idrak eden ve sorumlulukları için gayret eden aynı zamanda da fedakarlıklarda da bulunan bir nesle ihtiyacımız var. İlham'ın da hedefi, gayreti, arzusu da budur. Bu arzumuzu gerçekleştirmede dört yıldı bizlerden desteğini esirgemeyen Selçuklu Belediye Başkanı Uğur İbrahim Altay ve ekip arkadaşlarına şükranlarımı sunuyorum" dedi.
Selçuklu Belediyesi tüm STK'lar ile uyum içerisinde çalışıyor
Selçuklu Belediyesi'nin çeşitli STK'larla ortak projeler yürüttüğünü bunlardan bir tanesinin de İLHAM olduğunu aktaran Selçuklu Belediye Başkanı Uğur İbrahim Altay ,"Selçuklu İlçesi 622 bin nüfusuyla Türkiye'nin en büyük 16.ilçesi. Sadece nüfusuyla değil içinde barındırdığı genç nüfusuyla de Türkiye'nin en genç en dinamik ilçelerinden biri. 100 bine yakın üniversite öğrencisini, ondan daha fazla ilköğretim ve ortaöğretim öğrencisiyle çok dinamik bir ilçe. Öğrencilerimizle de önemli faaliyetler yürütüyoruz. Özellikle de ilköğretim, orta öğretim ve lisedeki öğrencilerimize Selçuklu Değerler Eğitimi Projesi (SEDEP) ile değerlerimizi anlatmaya gayret ediyoruz. Bununla birlikte üniversite öğrencilerimize de TİMAV ile birlikte İLHAM projesini yürütüyoruz. Selçuklu Belediyesi sadece TİMAV ile değil Konya'daki tüm STK'larla birçok proje yürüten bu manada başarılı bir belediyedir" dedi.
Askeri vesayeti gelenek haline getirdiler
Türkiye'nin siyasi geleneğinde bu güne kadar askeri vesayetin siyasi iktidar üzerinde hep bir etkisinin olduğunu söyleyen AK Parti Genel Başkan Yardımcısı Yasin Aktay, "Siyasilerin en cesurları biz bu yola çıkarken kefenimizi giydik de çıktık demek durumunda kalmışlardır. Bir ülkenin yönetimine talip olmanın ölüme talip olmakla eşdeğer olması aslında Türkiye'deki siyasi kültürün bir uzantısıdır. Siyasette yol almak ve bir şeyleri değiştirmeyi göze almak aynı zamanda ölmeyi de göze almak anlamına geliyor. Hele ki bir ilke siyaseti ortaya koymak istiyorsanız karşınızda önemli bir blok buluyorsunuz. Çünkü kurulu bir düzen var ve siz bu düzeni değiştirmeye talipsiniz. Bundan da kaçınılmaz bir şekilde rahatsız olanlar da olacaktır. Bu tehlikeli iş bazen hayatımızı bile tehlikeye sokabilecek bir iş olabiliyor. Onun için Adnan Menderes'in başına gelenler sonraki birçok siyasetçinin adeta kulağına küpe olmuştur. Bu nedenle de siyasetçilerimiz Adnan Menderes'in başına gelenlerin kendi başına da gelebileceğinden endişe ettiği için hiçbir şey değiştirmemeyi siyaset olarak adeta bir nesile ezberletmiştir. Türkiye'de bu bir kültüre dönüşmüştür. Bu da siyasetin askeri vesayetini peşinen kabul etmesine neden olmuştur. Daha çok bir şeyler yapıyor gibi görünüp hiçbir şey yapmama sanatı haline gelmiştir. Ülkeyi idare ediyormuş gibi yapıp asıl idareyi başlarına bırakma sanatı haline gelmiştir" dedi.
Millete giden yanılmaz
AK Parti iktidarlarından önce Türkiye'de kayıt dışı bir iktidarın olduğunu ve siyasi iktidara hakimiyet kurduklarını ifade eden Aktay, "Türkiye'de görüntüde seçimler ve bir iktidar var ancak Ankara'da kayıt dışı bir iktidar da söz konusuydu. Bu kayıt dışı iktidar mekanizması halktan oyu alarak gelmiş olan temsilcilere sınırlarını hatırlatıyordu. Türkiye'nin sorunları ile alakalı geliştirebileceğiniz tüm projeler işte bu Ankara'daki iktidarın sözde sahiplerinin engeline takılıyordu. 2007 yılındaki Cumhurbaşkanlığı seçiminde Abdullah Gül'ü aday gösterdiğimizde ortalık ayağa kalktı. Çünkü eşi başörtülü olan biri Cumhurbaşkanı oluyordu. Sadece bu bile o sözde iktidar sahiplerini çıldırtmaya yetiyordu. Bu nedenle de bir 367 garabetini ortaya çıkardılar. Bu şimdiye kadarki iktidarlara bildirilmiş bir haddi. Şimdiye kadar ki iktidarlar bu sınırlar içinde çalışmayı kabul etmişlerdi. Bir kişi çıktı ve ben bu sınırlar içinde kalmak zorunda değilim dedi. Sizin gücünüz buysa halk da burada dedi. Biz halka gitmenin demokrasinin önünü açmanın demokrasiyi yüceltmenin en önemli yolu olarak kabul ettik. Bizim Türkiye'de yaşattığımız siyasi mucizenin temelinde de hep millete dayanmamız yatmaktadır. Millete giden yanılmaz, millete dayanan hüsrana uğramaz" dedi.
Koalisyonlar vesayet odaklarına fırsat veriyor
Parlamenter sistemin vesayet odaklarına fırsat veren bir sistem olduğunun altını çizen Aktay, "Bu sistem her zaman kayıt dışı iktidar odaklarının ortaya çıkmasına fırsat tanıyan bir sistemdir. 2002 yılından beri bu odaklar adım adım geriletilmişse bu tamamen Recep Tayyip Erdoğan'ın güçlü ve karizmatik liderliğinden kaynaklanmaktadır. Yine bu iktidar zaman zaman koalisyonlara sürüklenmiş olsaydı, bu yasadığı iktidar odaklarının ekmeğine yağ sürecekti. Koalisyonlar her zaman vesayet odaklarının ve bürokrasinin daha fazla palazlanmasına fırsat vermiştir. Türkiye'nin siyasi tarihinde bu hep böyle olmuştur. Tek başına iktidar dönemlerinde ise bu sitemler hep gerilemiştir. 15 Temmuz'da bir darbe girişiminin olabileceğine kimse ihtimal vermezdi. Çünkü Türkiye'nin sosyolojik dinamikleri alabildiğine darbe şartlarını alabildiğine yok eden bir doğrultuda gelişmişti. Son 15-20 yıl içinde ülkemizde güçlü bir vatandaşlık profili oluştu. Bu güçlü vatandaşlık profilinin iki ayağı vardır. Bunların da biri eğitim biri de şehirleşmedir" dedi.