TÜRK EĞİTİM-SEN KONYA 2017–2018 EĞİTİM-ÖĞRETİM YILI SANCILI BAŞLIYOR
Türk Eğitim-Sen Konya 1 Nolu Şube Başkanı Tanfer Ata" 2017–2018 Eğitim-Öğretim Yılı başlıyor. Öğretmen ve derslik açığı, okullardaki fiziki mekânların yetersizliği, ödeneklerin kısıtlı olması nedeniyle okulların birçoğunun eksiklerle yeni eğitim-öğretim yılına girmesi, okulların bir kısmında kütüphane, laboratuvar, spor salonu, bilgisayar odası olmaması gibi birçok sorun ne yazık ki eğitimimizi olumsuz yönde etkilemektedir. Bu nedenle 2017–2018 eğitim-öğretim yılı sancılı başlıyor."dedi.
Türk Eğitim-Sen Konya 1 Nolu Şube Başkanı Tanfer Ata" 2017–18 eğitim-öğretim yılı öncesi dikkat çekmek istediğimiz diğer hususlar da şunlardır:
Son zamanlarda gündemde tutulmaya çalışılan öğretmen rotasyonunu kabul etmemiz hiçbir şekilde mümkün değildir. Öğretmenleri toplu ve zorunlu göçe zorunlu tutacak olan bu uygulama hem fayda sağlayamayacaktır hem de öğretmenlerin motivasyonunu düşürecektir. Öğretmende işletme körlüğü oluşması mümkün değildir, çünkü her yıl muhatap olduğu öğrenci profili değişiklik göstermektedir. Rotasyon merkeze gelmenin yolu da değildir, çünkü daha önceden uygulanmak istenen rotasyon örneğinde olduğu için öğretmenler ilçe gurupları arasında yer değiştirecektir. Dolayısıyla özellikle genç öğretmenlerimizin merkeze gelmenin yolu olarak gördüğü rotasyon bu amaca asla hizmet etmeyecektir. MEB'e sesleniyoruz: Ücra yerlerde öğretmen tutmanın yolu rotasyon değildir, hem öğretmenlerimizin fedakârlığının karşılığını sağlayacak hem de onları teşvik edecek zorunlu bölge hizmet tazminatı uygulamasıdır. Bu şekilde mahrumiyet bölgelerinde öğretmen/memur açığı sorunu da çözülecektir. Ayrıca, Doğu, Güney Doğu ve diğer mahrumiyet bölgelerinde görev yapmak isteyenlere hiç bir şart koşulmadan tayin hakkı verilmesi de taleplerimiz arasındadır. Öte yandan MEB Aralık ayında diplomaya bağlı alan değişikliği yapacağını açıklamıştı. Umuyoruz ki; MEB bu sözünü beklentileri karşılayacak ölçüde yerine getirir, Bakanlığın sözünün takipçisi olacağız. Sözleşmeli öğretmenlerin özür grubu problemi de çözülmelidir.
Öğretmenlerimizin kariyer basamakları da yıllardır yılan hikâyesine dönüşmüştür. Bu konuda da artık gerekli adımlar atılmalı, adaletsizlikler ortadan kaldırılmalıdır. Türk Eğitim-Sen olarak kariyer basamaklarının kıdeme göre belirlenmesini talep ediyoruz. Herhangi bir sınava tabi tutulmadan 10 yılını dolduran öğretmenlere uzman öğretmen, 20 yılını dolduran öğretmenlere ise başöğretmen unvanı verilmelidir. Bunun dışında sınavla ya da başka yöntemlerle verilecek bu unvanlar öğretmenler arasında çalışma barışını bozacaktır.
Türk Eğitim-Sen'in en önemli taleplerinden birisi 2. il içi ve iller arası özür tayinleri ve diplomaya bağlı alan değişikliğinin yapılmasına yönelikti. MEB sadece iller arası özür tayinlerini gerçekleştireceğini açıkladı, daha sonra sendikamızın da girişimleriyle il içi özür mağdurlarına da hak tanıdı. İl içi özür tayinleri için de 2. bir hak verilmesi elbette önemlidir ancak sorun hala çözülmemiştir. Bu noktada il içi özür mağdurları ile ilgili yapılması gereken; en az 2 ya da 3 yıl ailesinden ayrı ve 50 km'den daha uzakta bir ilçede çalışıyor ise tayin isteği gerçekleşmelidir. Bu şartları taşımayanlar ise ancak ihtiyaç olmaması ve tayin istediği yerde açık olması halinde yer değiştirme hakkına sahip olmalıdır.
Bilindiği gibi her yıl eğitim-öğretim yılı başında verilen Eğitim-Öğretime Hazırlık Ödeneği tüm eğitim çalışanlarına ödenmemektedir. Oysaki sendika olarak bu ödeneğin ayrım yapılmaksızın tüm eğitim çalışanlarına ödenmesi gerektiğini yıllardır dile getiriyorduk. Zira öğretmeni, memuru, hizmetlisi, veri hazırlayıcısı, daktilografı hep birlikte eğitim çalışanları bir bütündür. Eğitim çalışanları arasında ayrım yapmak, hatta bazı eğitim çalışanlarını yok saymak büyük bir haksızlıktır. Öte yandan yardımcı hizmetler sınıfında görev yapan eğitim çalışanlarının özlük ve tayinlerle ilgili sorunları vardır. Yardımcı hizmetler sınıfının görev tanımı yapılmadığı için angarya işlerde de çalıştırılmaktadır. Yükselmelerinin önünde engeller vardır. Tüm bu olumsuzluklar giderilmelidir. Diğer yandan bir kez daha yineliyoruz; gerekli eğitimini tamamlamış olanların bir defaya mahsus olmak üzere Genel İdari Hizmetler Sınıfına geçmeleri sağlanmalıdır. Ayrıca 4/B ve 4/C'lilere kadro verilmesi bugüne kadar olduğu gibi, bundan sonra da değişmez taleplerimiz arasında olacaktır.
Bu vesileyle, 2017–2018 Eğitim-Öğretim Yılının, başta Değerli Öğretmenlerimiz olmak üzere tüm Eğitim Yöneticisi ve Çalışanlarına, geleceğimizin teminatı yavrularımıza, velilerimize ve ülkemize hayırlara vesile olmasını temenni ediyor; adaletin, insan haklarının, objektiflik ve şeffaflığın, hesap verilebilirliğin hakim olduğu, başarı ve fedakarlıkların ödüllendirildiği bir yıl diliyorum.