Gül, Din görevlilerinin sorunları çözülsün!
Camiler ve Din Görevlileri Haftası nedeniyle bir açıklama yapan Mil-Diyanet Sen Genel Başkanı Celaleddin Gül, din görevlilerinin ciddi sorunları olduğunu belirterek bu sorunların giderilmesini istedi
Mil-Diyanet Sen Genel Başkanı Celaleddin Gül, Camiler ve Din Görevlileri Haftası dolayısıyla bir açıklama yaptı. Bu hafta dolayısıyla Diyanet İşleri Başkanlığı ve Başkanlığa bağlı Müftülüklerde çeşitli etkinlikler düzenlendiğini hatırlatan Gül, son yıllarda etkinliklerin daha çok camiler haftası ile sınırlı kaldığını, din görevlilerinin ihmal edildiğini savundu. Yapılan kutlamalarda din görevlilerinin sorunlarını dinlemek yerine, farklı uygulamaların devreye sokulduğunu belirten Gül, şöyle devam etti, "Din görevlisi arkadaşlarımızın sürekli görevlerini hatırlatma, aba altından sopa gösterme, temizlik vb. şeklinde kutlanılmaktadır. Kutlamalar konferans haftası şeklinde toplan, dinle ve dağıl formatından öteye gidememiştir. İşin en vahim yanı ise maalesef hiçbir kurum amirinin, memurunun veya vatandaşın ''bu hafta din görevliler haftasıymış'' diyerek, ne camilerimize ne de müftülüklerimize uğramamalarıdır. Tam tersine din görevlisi kardeşlerimiz il ve ilçe müftülerimiz tarafından, ellerine çiçekler verilerek zorla başka kurumlara ziyaret etmeleri sağlanmış ve büyük bir yanlışa sebebiyet verilmiştir. Din görevlisi kardeşlerimizin birikmiş ve çözüm bekleyen onlarca sorunları var ama kendileri için kutlanan bu haftada bu sorunları bile yetkililere anlatacak bir ortamı üzülerek ifade edeyim ki bulamıyorlar."
CİDDİ SORUNLAR VAR!
Din görevlilerinin ciddi sorunlarla karşı karşıya kaldıklarını dile getiren Gül, bu sorunların çözülmesini istedi. Mil-Diyanet Sen olarak bu sorunların takipçisi olacaklarını belirten Gül, sorunları şöyle sıraladı, "Din görevlisi kardeşlerimiz cemaatin şikâyetiyle açılan soruşturmalardan artık görev yapamaz hale gelmiştir. Soruşturmaya istinaden yer değişikliklerinde personel suçsuz bulunsa bile yeri değiştirilmektedir. Bu durum kırsalda ve personelin görev alanı çevresinde personelin suçlu olarak algılanmasına sebep olmakta, onur ve haysiyetine, kamu personeli kimliğine ve din görevlisi vasfına zarar vermektedir. Cami dernek yöneticileri ve muhtarlarla yaşadıkları problemler artık çekilmez hale gelmiştir. İl ve ilçe müftülerinin kendilerini yetkili sendikanın şube başkanı addederek, din görevlilerine baskı yapmaları ciddi huzursuzluklara sebep olmuştur. Camilerimizde ısıtma-soğutma giderleri için sürekli para toplanması, din görevlilerimizi itibar kaybına uğratmıştır. Bu konuda kalıcı çözüm üretilmesi ve bu yükün biran önce din görevlisi kardeşlerimizin üzerinden kaldırılması gerekmektedir. Isıtma giderlerinin din görevlisi ve cemaat tarafından ödenmesinin istenmesi içinden çıkılamayacak bir hal almış ve yüzlerce caminin borcundan dolayı elektriği kesilmiştir. Bu sorunun giderilmesi, cami ve din görevlisinin üvey evlat olmaktan çıkarılması elzemdir. Camiler para toplama merkezi haline dönüştürülmüş, din görevlilerimiz de para toplama memuru sayılmıştır. Milli eğitim ve diğer hiç bir kurum da örneği olmayan bu uygulama kaldırılmalı ve diğer kurumlardaki gibi bu tür giderlerin devlet tarafından ya da Türkiye Diyanet Vakfı tarafından karşılanması sağlanarak, Din görevlileri tahsilat memuru görüntüsünden kurtarılmalı ve toplumda olması gereken saygınlığı tekrar kazanması için bu tür uygulamalara alet edilmemelidir. C sınıfın da bulunan Camiler muhakkak çift görevli olarak yeniden düzenlenmeli ve İzine ayrılacak olan bir görevlinin "Yerine adam bulma" gibi bir sıkıntı ortadan kaldırılmalı. Sınavlarda şaibelere mahal vermeme adına kamera ve kapalı zarf usulü getirilmeli ve bu uygulamaya bütün sınavlar dâhil edilmelidir. Özellikle kırsalda görev yapan Din görevlisi kardeşlerimizin lojman problemi artık kangren haline dönüşmüştür. İl veya ilçe müftüsünün ''ahır da yatsan bile mutlaka gidip görev yapacaksın'' sözüne muhatap olunmakta ve rencide edilmektedirler. 4/B sözleşmeli olarak istihdam edilen din görevlisi kardeşlerimizin acilen kadroya alınmaları sağlanmalıdır. Maalesef din görevlisi kardeşlerimizin buna benzer daha onlarca sorunu var ama kendi adlarıyla anılan bir kutlama haftasında bile bunları dillendirecek bir ortama sahip değiller."
Mil-Diyanet Sen Genel Başkanı Celaleddin Gül, Camiler ve Din Görevlileri Haftası dolayısıyla bir açıklama yaptı. Bu hafta dolayısıyla Diyanet İşleri Başkanlığı ve Başkanlığa bağlı Müftülüklerde çeşitli etkinlikler düzenlendiğini hatırlatan Gül, son yıllarda etkinliklerin daha çok camiler haftası ile sınırlı kaldığını, din görevlilerinin ihmal edildiğini savundu. Yapılan kutlamalarda din görevlilerinin sorunlarını dinlemek yerine, farklı uygulamaların devreye sokulduğunu belirten Gül, şöyle devam etti, "Din görevlisi arkadaşlarımızın sürekli görevlerini hatırlatma, aba altından sopa gösterme, temizlik vb. şeklinde kutlanılmaktadır. Kutlamalar konferans haftası şeklinde toplan, dinle ve dağıl formatından öteye gidememiştir. İşin en vahim yanı ise maalesef hiçbir kurum amirinin, memurunun veya vatandaşın ''bu hafta din görevliler haftasıymış'' diyerek, ne camilerimize ne de müftülüklerimize uğramamalarıdır. Tam tersine din görevlisi kardeşlerimiz il ve ilçe müftülerimiz tarafından, ellerine çiçekler verilerek zorla başka kurumlara ziyaret etmeleri sağlanmış ve büyük bir yanlışa sebebiyet verilmiştir. Din görevlisi kardeşlerimizin birikmiş ve çözüm bekleyen onlarca sorunları var ama kendileri için kutlanan bu haftada bu sorunları bile yetkililere anlatacak bir ortamı üzülerek ifade edeyim ki bulamıyorlar."
CİDDİ SORUNLAR VAR!
Din görevlilerinin ciddi sorunlarla karşı karşıya kaldıklarını dile getiren Gül, bu sorunların çözülmesini istedi. Mil-Diyanet Sen olarak bu sorunların takipçisi olacaklarını belirten Gül, sorunları şöyle sıraladı, "Din görevlisi kardeşlerimiz cemaatin şikâyetiyle açılan soruşturmalardan artık görev yapamaz hale gelmiştir. Soruşturmaya istinaden yer değişikliklerinde personel suçsuz bulunsa bile yeri değiştirilmektedir. Bu durum kırsalda ve personelin görev alanı çevresinde personelin suçlu olarak algılanmasına sebep olmakta, onur ve haysiyetine, kamu personeli kimliğine ve din görevlisi vasfına zarar vermektedir. Cami dernek yöneticileri ve muhtarlarla yaşadıkları problemler artık çekilmez hale gelmiştir. İl ve ilçe müftülerinin kendilerini yetkili sendikanın şube başkanı addederek, din görevlilerine baskı yapmaları ciddi huzursuzluklara sebep olmuştur. Camilerimizde ısıtma-soğutma giderleri için sürekli para toplanması, din görevlilerimizi itibar kaybına uğratmıştır. Bu konuda kalıcı çözüm üretilmesi ve bu yükün biran önce din görevlisi kardeşlerimizin üzerinden kaldırılması gerekmektedir. Isıtma giderlerinin din görevlisi ve cemaat tarafından ödenmesinin istenmesi içinden çıkılamayacak bir hal almış ve yüzlerce caminin borcundan dolayı elektriği kesilmiştir. Bu sorunun giderilmesi, cami ve din görevlisinin üvey evlat olmaktan çıkarılması elzemdir. Camiler para toplama merkezi haline dönüştürülmüş, din görevlilerimiz de para toplama memuru sayılmıştır. Milli eğitim ve diğer hiç bir kurum da örneği olmayan bu uygulama kaldırılmalı ve diğer kurumlardaki gibi bu tür giderlerin devlet tarafından ya da Türkiye Diyanet Vakfı tarafından karşılanması sağlanarak, Din görevlileri tahsilat memuru görüntüsünden kurtarılmalı ve toplumda olması gereken saygınlığı tekrar kazanması için bu tür uygulamalara alet edilmemelidir. C sınıfın da bulunan Camiler muhakkak çift görevli olarak yeniden düzenlenmeli ve İzine ayrılacak olan bir görevlinin "Yerine adam bulma" gibi bir sıkıntı ortadan kaldırılmalı. Sınavlarda şaibelere mahal vermeme adına kamera ve kapalı zarf usulü getirilmeli ve bu uygulamaya bütün sınavlar dâhil edilmelidir. Özellikle kırsalda görev yapan Din görevlisi kardeşlerimizin lojman problemi artık kangren haline dönüşmüştür. İl veya ilçe müftüsünün ''ahır da yatsan bile mutlaka gidip görev yapacaksın'' sözüne muhatap olunmakta ve rencide edilmektedirler. 4/B sözleşmeli olarak istihdam edilen din görevlisi kardeşlerimizin acilen kadroya alınmaları sağlanmalıdır. Maalesef din görevlisi kardeşlerimizin buna benzer daha onlarca sorunu var ama kendi adlarıyla anılan bir kutlama haftasında bile bunları dillendirecek bir ortama sahip değiller."