TYB KONYA’DA “İMAM MÂTÜRÎDÎ’NİN İNSAN ANLAYIŞI” KONUŞULDU


Coşkun: "İmam Mâtürîdî, Allah ve insan tasavvuru ile deizm, din-bilim kavgası, insanın özgürlüğü gibi konulara İslâmî bakış açısı getirmiştir..."

Türkiye Yazarlar Birliği Konya Şubesi'nin Konya Büyükşehir, Karatay, Selçuklu ve Meram Belediyelerinin katkılarıyla bu haftaki programında "İmam Mâtürîdî'nin İnsan Anlayışı" konuşuldu.

08 Mayıs Cumartesi günü saat 14.00'de Türkiye Yazarlar Birliği Konya Şubesinin sosyal medya kanallarında canlı olarak yayınlanan ve yönetimini TYB Konya Şubesi eski başkanlarından Prof. Dr. Hayri Erten'in yaptığı programın konuğu NEÜ Ahmet Keleşoğlu İlahiyat Fakültesi Kelâm Anabilim Dalında Öğretim Üyesi Prof. Dr. İbrahim Coşkun idi.

İMAM MÂTÜRÎDÎ TÜRK BİR DİN ÂLİMİDİR

Coşkun, İmam Mâtürîdî'yi tanıtarak başladığı konuşmasında; "Ebû Mansûr Muhammed b. Muhammed b. Mahmûd el-Mâtürîdî III. / IX. Yüzyılın ilk yarısının ortalarında bugün Özbekistan Cumhuriyeti'nin sınırları içinde bulunan Semerkant'ın dış mahallesi olan Mâtürîd'de dünyaya gelmiş 333 / 944 yılında vefat etmiş önemli bir Türk din âlimidir. O Sâmânoğulları'nın Mâverâünnehir'e hâkim oldukları devirde yaşamış Hanefî mezhebinin dördüncü veya üçüncü kuşak âlimlerindendir. Te'vilâtul-Kuran, Matüridi'nin günümüze intikal eden en hacimli tefsir eseri olup başta tefsir olmak üzere kelam, mezhepler, fıkıh, usul-i fıkıh gibi temel İslâmî ilimlerin yanı sıra İslâm dışı din ve mezheplere ilişkin değerli bilgiler içerir. Kitâbut-Tevhid adlı eseri ise Ehl-i Sünnet Kelâm okulunun en hacimli ilk kaynağıdır. Her iki eserin yakın geçmişte Türkçe'ye kazandırılmış olması sevindiricidir..." dedi.

ALLAH'IN YARATTIĞI EN SEÇKİN VARLIK

İmam Mâturîdî'ye göre insanın Allah'ın yarattığı en seçkin varlık, olduğunu söyleyen Coşkun; "Onun bu üstünlüğünü korumasının ilk şartı onu bu şekilde yaratan Rabbini tanımasına bağlıdır. İkinci şartı ise yeryüzünün imarına katkıda bulunmasıdır. Bunu yaparken de manevî yükselişini gerçekleştirmesi, Allah'ın razı olduğu hayat tarzına göre yaşayarak her geçen gün O'na yaklaşmasıdır. İnsan birinci şartı yerine getirmekle ne bir taşa ne bir ağaca ne güneşe ne kamere ne de zorla bir beşere boyun eğer. Böylece insani üstünlüğünü iman ile korumuş olur. Kur'ân karada, denizde ve havada farklı varlıkların insana musahhar kılındığını bildiriyor. Fakat bunun gerçekleşmesi insanın ikinci şartı yerine getirmesine bağlıdır. O zaman insan kendi otoritesini elinde tutar, sıradan varlıkların otoritesi altına girmez, sıradan ve rezil bir hayata sürüklenmez. Aksine o, Allah'ın verdiği kudreti, iradeyi ve aklı kullanarak onlara hükümran olur…" dedi.

 EN UYGUN İNSAN TASAVVURU

Allah'ın, insanın bu kudret, irade ve akıl misyonunu gerçekleştirebilmesi için onu, bilgi üretmek üzere akıl, irade, güç ve kudretle donattığını ifade eden Prof. Dr. İbrahim coşkun; "O mevcut konumuyla Allah'ın kendilerine öğrettiği / verdiği bilgi yolları ve çareler sayesinde nesnelerin tamamını faydalı hale getirebilir. İnsanı kendi dışındaki varlıklarla neredeyse aynı düzleme çeken ve insanı güçsüz ve zavallı bir varlık konumuna getiren kelâmî anlayışların yetersizliği ortadadır. Mevcut yorumlar içerisinde Allah-insan ilişkisi bağlamında İmam Mâtürdi'nin eserlerinde açıkladığı insan tasavvurunun Kur'ân'ın ve Hz Peygamberin bildirdiği insan tasavvuruna en uygun tasavvur olduğu kanaatindeyim.  Yine onun eserlerinde açıkladığı Allah ve insan tasavvuru ile deizm, din-bilim kavgası, insanın özgürlüğü gibi günümüzde tartışma konusu olan pek çok problemin de daha iyi anlaşılabileceği ve bu problemlere önemli İslâmî bakış açıları geliştirilebileceği kanaatindeyim…" dedi.

Son Fotoğraflar

Tüm Fotoğraflar